Bazen nerdeyim bilmiyorum. Yakamozların altındaki karanlık denizlerde mi, yıldızların parıltılarındaki alacakaranlıkta mı, yoksa güneşin parlak aydınlığında mı..
" Gideni değil de kalanı boğar ayrılık " demişti nişanlandığı zaman. Üstünden on yıl geçti. Giden gitti mi kalan kaldı mı bilmiyorum. Ayrıldık mı birlikte miyiz onu da bilmiyorum.
Bazen gidilmiyor sanırım. Kağıt üstünde, resmiyette gitsen bile aklın kalıyor, gönlün kalıyor. Gidemiyorsun.. Gideni mi boğdu yoksa kalanı mı ayrılık. Belki de kalanı da boğuyor gideni de.
Şimdi o orda ben burda. Yarım saatlik mesafede değil de sanki bir kaç bin ışık yılı uzakta gibiyiz. Payımıza uzaktan sevmek düştü sonunda.
Düşünüyorum da acaba hangisi doğru. Olan mı, olması gereken mi yoksa olmasını istediğimiz mi.Keşke bilebilsem.
Bildiğim bişey varsa o da çok seviyor olduğum. İmkansız da olsa ,arada 26 yıl gibi büyük bir fark da olsa.Kavuşmanın mümkün olmadığını bilse de insan yine de sevebiliyormuş.
Evet onu seviyorum,
Onu sevdiğimi o da biliyor,
Ama bunu bilmeme rağmen yine de söylüyorum.
Onu seviyorum...